Bertrand Russell Hayatı ve Eserleri: Bertrand Russell 18 Mayıs 1872’de İngiltere‘de doğdu. Soylu bir aileye mensuptu. Büyükbabası kraliçe Victoria’ya iki kere başbakanlık yapmış olan Lord John Russell’dir. Russell‘in amcası akıl hastası bir insan idi. Babası da, Russell‘in çocukluk yıllarında sara nöbetleri geçirmekte idi. Russell‘in iki yaşında olduğu sıralarda iki kardeşi ve annesi difteriye yakalandılar. Kuvvetli bünyesi olan bir kardeşi kurtuldu, fakat kızkardeşi ile annesi öldü. Babası Lord Ambley, bu büyük acıdan sonra bir yıl yaşayabildi. Böylece Russell ve kardeşi Frank anasız – babasız kaldılar. Lord Ambley’den ailenin geleneklerine uygun olarak politika hayatına atılması beklenmişti. Gerçekten de o da beklenileni yapıp, 1867’de parlamento üyesi olmuştu. Ama başarılı bir politikacı olmaya ne mizacı, ne de inancı uygundu. Daha genç yaşta Hristiyanlıkla ilgisini kesmiş ve deneyci John Mill’e bağlanmıştı. Bertrand Russell‘de gençlik yıllarında aynı filozofun hayranıydı. Lord Ambley zayıf vücutlu ve hastalıklı bir kişi olduğu için, eşinin de tavsiyesi ile bu mücadeleli ve zor hayattan çekilmişse de, oğlu ölünceye kadar mücadelesine devam etti. Bertran Russell, anne ve babasının ölümünden sonra, daha çok büyükannesinin yanında yetişti ve büyüdü. Büyükannesinin düşünce ve fikirlerinin çoğunu kabul etmemekle beraber, onun kendisinin üzerindeki etkisini ve gelişmesinde de çok rolünün olduğunu söyler. Büyükanne İskoçya‘lı bir aileden olduğu için daima çok sade ve mütevazi bir hayatı tercih ederdi. Yedi hizmetçileri vardı ama yemekler daima son derece sadeydi. Şarap yalnız misafirlere ikram edilirdi. Bertrand, her sabah kahvaltıdan önce bir saat piyanoya çalışmak zorunda idi. Bertrand‘ın çok sevdiği matematik ve felsefe ders programından çıkarılmıştı. Daha çok sosyal içerikli derslere ağırlık verilmişti. Büyükanne, ihtiyar yaşında ünlü bir mezhebe üye oldu. Çok sosyal ve faal bir insandı. Siyasete de meraklıydı. Savaşları çok gereksiz ve ilkel milletlerin boyunduruk altına alınması olarak görürdü.
Kardeşi Frank’ın aksine Bertrand çok uslu bir çocuktu. Yalnız dolaşma ve düşünmeyi severdi. Çok genç yaşta matematiğe merak salmış ve öğrenmiştir. Bundan başka, ilgilendiği ikinci şey Büyükbabasının kitaplığı olmuştur. Büyükbabasının ölümünden sonra kütüphaneyi ona, çalışma odası olarak vermişlerdi. Russell burada birçok tarihi eserleri buldu ve ve bunları büyük bir ilgiyle okudu. Bu, ondaki tarih merakının başlangıcı oldu. Bu kitaplarda hayat hikayelerini okuduğu dedelerinden, üzerinde en çok etki eden 2. Charles’in idam ettirdiği Lord William Russell oldu. Bu yiğit ve kahraman adamın hikayesi onda, direnmenin çoğu zaman övülmeye değer bir şey olduğu kanısını uyandırdı. Bu tutkulu okuma yıllarında büyük bir edebi kültüre sahip olmuştu. Ama bu aşırı tutkusu ona, neredeyse gözlerine mal olacaktı. Yine bu yıllarda din konuları ile uğraşmaya başladı. Hür irade, ölümsüzlük ve Tanrı üzerine düşünmeye girişti. O sıralarda özgür ve hür düşünceli bir öğretmeni vardı, çocuğun dini inançlarını kaybetmesine sebep olur diye ondan ayırdılar. Yalnız bunun hiç faydası olmadı ve içine düşen şüphelerden dolayı daha çok kafayı yormasına sebep oldu. Russell, düşüncelerini hatıra defterine Yunanca olarak yazıyordu. Daha sonra şüpheye düştüğü şeyleri iyice araştırdı ve ölümsüzlüğü inceledi. Daha sonra Mill’in biyografisi de ondaki Tanrı inancına son vermesine sebep oldu. Bunun sebebi olarak, denemeyle ispatlanamayan hiç bir şeye inanmam görüşü idi. Mill’le aynı görüşte olmadığı tek nokta, Mill’in matematik tümellemelerin deneylerden çıktığı yolundaki iddiası oldu. Ama bu da Russell’i sadece matematiğin esasları üzerinde daha fazla düşünmeye itti. Yazının ikinci “2.” bölümü için tıklayınız!
Tüm yasal hakları saklıdır!